Endülüslü Cerrah Ebu'l Kasım el-Zehravi (930-1013) ve Ansiklopedik Cerrahi Kitabı el-Tasrif
ENDÜLÜSLÜ CERRAH Ebu’l-KASIM el-ZEHRÂVÎ (930-1013) ve
ANSİKLOPEDİK CERRAHİ KİTABI el-TASRİF
Prof. Dr. Kadircan KESKİNBORA
Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi
– I –
Endülüsün hekimlerden biri olan Ebu’l-Kasım Zehrâvî’nin adı Ebu’l Kasım Halef İbn el-Abbas el-Zehrâvî olup künyesi Ebû’l-Kasım’dır. Kurtuba yakınlarındaki El-Zehrâ da doğduğu için Zehrâvî ismiyle meşhur oldu. Avrupa’da Abulcasis Abulcases, Bulcasis, Albucasis, Albuchasius, Albulcasis, Alcarani, Alcaravius, Alzahavi, Ezzahravi, Ezaharagui gibi adlarla anılmış ve cerrahînin babası kabul edilmiştir. 930 (Hicri 318)-1013 (H. 404) seneleri arasında yaşadı. Bazı kaynaklarda doğum tarihi 936 olarak da verilmektedir.
O zamanın bilim ve kültür seviyesi en yüksek olan Kurtuba Medreselerinde öğrenim gördü. Hayatının bir kısmını doğduğu yer olan Medînet-üz-Zehrâ’da tıp ve eczâcılık araştırmalarıyla geçiren Zehrâvî, ayrıca din ve zamanının diğer fen ilimlerini de tahsil etti, mesleğini de Kurtuba’da icra etti. Özellikle tıp biliminin nazari ve uygulamalı alanlarında derinleşerek söz sahibi oldu. Zehrâvî’nin yaşadığı devirlerde bilim ve teknikte çok ilkel bir seviyede bulunan Avrupa ülkeleri, İslâm medreselerinden ve bilginlerinden aldıkları temel bilgilerle aydınlanma yolunu tutmuşlardı.
Bazı kaynaklarda, Zehrâvî’nin, Endülüs Emevi halifelerinden III. Abdurrahman ile, sonra yerine geçen II. Hakem devrinde saray doktoru olarak çalıştığı ve hükümdarların özel tabibi olduğu belirtilmektedir. III. Abdurrahman, II. Hakem ve II. Hişâm devirlerinde yaşayan Zehrâvî meşhur bir hekim olarak bu hükümdarların yakınında bulunduğu kabul edilmekle birlikte ilk kaynaklarda onun saray ve hükümdarlarla ilişkisi hakkında herhangi bir malumat yer almamaktadır.
Leo Africanus (Liyûn el-İfrîkī) diye tanınan Arap seyyahı Hasan el-Vezzân (ö. 1550’den sonra) İtalyanca yazdığı ve J. H. Hottinger’in Latince’ye tercüme ettiği (Libellus de viris quibusdam illustribus apud Arabes), 30 Arap ve Yahudi filozofu ve hekimi hakkında bilgi verdiği eserinde Zehrâvî’nin Mansûr-Billâh’ın hekimi olduğunu ve 1013 yılında 101 yaşında iken vefat ettiğini belirtir. Burada adı geçen Mansûr-Billâh, II. Hişâm zamanında yönetimi ele alan vezir ve kumandan İbn Ebû Âmir olmalıdır. İslâm dünyasında el-Razi, İbnü’l-Heysem, Bîrûnî ve İbn Sînâ gibi XI. yüzyıl bilim adamları arasında yer alan Zehrâvî her ne kadar tıbbın çeşitli dallarıyla ilgilenmişse de daha çok cerrah özelliğiyle tanınmıştır.
Müslüman cerrahların babası olarak kabul edilen Zehrâvî, daha çok cerrahi sahasında başarılı ve meşhurdur. Modern cerrahinin öncülüğünü yapan Zehrâvî’nin devrinde, Avrupa’da bu ihtisas alanı, hekimler tarafından üstün görülmediği için, uygulama sahası açılmamıştı. Avrupa’nın aksine, İslâm aleminde; makbul, yaygın ve revaçta bir bilim olduğundan, uygulama başarılı sonuçlar veriyordu. Zehrâvî her ne kadar tıbbın çeşitli dallarıyla ilgilenmişse de daha çok cerrahi sahasında başarılı ve meşhurdur. Zengin, anlamlı ve özgün katkılarla dolu uzun bir tıbbi kariyerden sonra, 1013′te öldü.
Günümüze ulaştığı bilinen tek eseri: el-Tasrif
Tıp bilimini farklı yönlerini kapsayan, otuz bölümden (makale) oluşan, “El-Tasrif” isimli ünlü Tıbbi Ansiklopedisi için olduğu gibi, cerrahideki ilk ve özgün büyük buluşları sebebiyle de iyi tanınmaktadır. Eserin tam adı “El-Tasrif limen Acize an’it Te’lif”tir. Yöntemlerinden önemli kısımları, dağlama, mesaneden taş atılması, ebelik, kan durdurucu maddeler ve göz, kulak ve boğaz cerrahisi dahil onun tarafından gerçekleştirilen operasyonları esas alarak cerrahi tedavilerin çeşitli yönlerini tanımlayan bu ansiklopedik kitabı cerrahi üzerine üç ciltten oluşmaktadır. Ölü ceninin atılması ve ampütasyon dahil, birkaç hassas operasyonu mükemmelleştirmiştir.
El-Tasrif kitabının ilk makalesinde genel tıp bilgileri ve esaslarını anlatmaktadır. İkinci makalede baştan ayaklara kadar 325 hastalık, bunların belirtileri ve tedavileri, üçüncü makaleden yirmi beşinci makaleye kadar basit ve mürekkep ilâçlar ve hazırlanması, yirmi altıncı makalede her hastalığa uygun gelen besin maddeleri, yirmi yedinci makalede bitkisel ve hayvansal gıdaların ve basit ilâçların özellikleri, yirmi sekizinci makalede madensel, bitkisel ve hayvansal ilâç tabletlerinin yapımı, yirmi dokuzuncu makalede ilâç adları, aynı özelliğe sahip muadilleri, kullanım süreleri, ağırlık ve hacim ölçüleri, otuzuncu makalede cerrahî konusu işlenmiştir.
Zehrâvî’nin 1000 yılında tamamladığı Kitâbü’t-Tasrîf, geniş ölçüde, daha önce ortaya konan Yunan ve İslâm tıp kaynaklarına dayanmakla birlikte yazarın yaklaşık elli yıllık şahsî tecrübelerinin sonuçlarını vermesi bakımından önem taşımakta, özellikle cerrahî operasyonlara dair açıklamaları ve içerdiği alet resimleriyle öne çıkmaktadır.
El-Tasrif, ilk olarak cerrahi ile ilgili kısmı, ünlü mütercim Gerard de Cremona (114-1187) tarafından Latinceye “Liber Al-Saharavi de Chirurgia” adıyla tercüme edildi. Ayrıca birçok defa Latinceye ve İbraniceye tercüme edildi. Müslümanların cerrahiden çekindikleri görüşünün aksine, el-Zehrâvî’nin el-Tasrif’i bu uygulamalı bilim dalı için muazzam bir koleksiyon sağladı. Kitap, kullanımdaki ya da Zehrâvî tarafından geliştirilmiş, cerrahi aletlerin sayısız diyagramlarını ve resimlerini içermekteydi. Eserin özellikle cerrahîye dair otuzuncu bölümü Latinceye çevrildikten sonra yazma nüshaları İspanya, İtalya ve Fransa’da yayıldı.
200 resim ve cerrahi alet tanımlaması içeren eser, Avrupa’da cerrahinin temelinin atılmasına vesile oldu. Salerno, Montpelleier ve diğer Avrupa tıp fakültelerinde asırlarca ders kitabı olarak okutuldu. Ebu’l-Kasım Zehrâvî’yi, Müslümanlardan çok asırlarca eserinden istifade eden Avrupalılar tanımışlar, buluşlarını ve tedavi şekillerini kendilerine mal etmişlerdir.