Türk Usulü Çiçek Aşısının Avrupa'ya Yayılmasıyla Aşı ve Serum Alanında Yeni Bir Dönemin Açılması

Türk Usulü Çiçek Aşısının Avrupa'ya Yayılmasıyla Aşı ve Serum Alanında Yeni Bir Dönemin Açılması, Göz Çukurunun(Orbita) Blow-Out Travması ve Kırığı,Keratokonus,Retinoblastom,Nistagmus,Tavuk Karası(Gece Körlüğü),Behçet Hastalığı,Uveit,Çocuklarda Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığı,Çocuklarda Şaşılık,Göz Kuruluğu

Türk Usulü Çiçek Aşısının Avrupa'ya Yayılmasıyla Aşı ve Serum Alanında Yeni Bir Dönemin Açılması

Prof. Dr. Kadircan KESKİNBORA

Bahçeşehir Ü. Tıp F. Öğretim Üyesi

 

Avrupa’da Rönesansla hızlanan tıbbî gelişmeler karşısında 17.yüzyılın ikinci yarısından itibaren Türk-İslam tababeti üstünlüğünü kaybetti. Yönlendirici orijinal eserler veren kimseler Osmanlı İmparatorluğunda kaybolmaya ve Avrupa’daki yeni tıbbî eserler Arapça ve Türkçeye tercüme edilmeye başladı. Buna en iyi örnek, Sultan IV.Mehmet’in (Avcı) 1669’da ölen Hekimbaşısı Salih bin Nasrullah bin Sellum’un, Avusturyalı hekim Paracelsus’un iatrokimyaya dair eserini Latinceden Arapçaya Süleyman bin İbrahim yardımıyla tercüme etmesidir: “Haza kitab-ı tıbb-ı cedid-i kimyavî ahtere ahu Barakelsus ve semmahu bil-latiniye Espagnia”. Kitabın başlığının hemen altında Latinceden Arapçaya tercüme edildiği belirtilmektedir.

Ancak, 17. yüzyılda Osmanlı Türkiyesinde yaygın olarak uygulanan “Türk Usulü Çiçek Aşısı”nın 18. yüzyıl başında Avrupa’ya yayılması, tıp alanında dünyada yeni bir dönemin açılmasına neden olmuştur.

Çiçek aşısı eski zamanlardan beri Hindistan ve Çin’de uygulandığı halde, İngiltere ve diğer Avrupa ülkelerindeki uygulanma, 18. yüzyıl başlarında Osmanlı hekimi Emanuel Timonius ve Lady Mary Montaguee’nün Türk usulü çiçek aşısını Avrupa’ya tanıtmalarından sonra başladı. 18. yüzyıl boyunca, Türk usulü çiçek aşısı İngiltere’den Rusya’ya, İsveç’ten, İtalya’ya kadar yayılınca, bu aşının kaynağı hakkında bilimsel tartışma ve çok sayıda yayınlara yol açtı.

Lady Mary Montague’nün 1717’de Türkiye’de gördüğü çiçek aşısına benzeyen Hint  usulü çiçek aşısının, 1022 senesinde Çin’in Tibet’e yakın bölgesinde, dağda yaşayan bir münzevi tarafından Çin veziri Wang-Tan’ın küçük oğluna uygulandığı,  bu bölgede yaşayan Uygur Türklerinin Hint usulü çiçek aşısının yayılmasında rol oynadıkları, onların Hint’le Çin arasındaki sıkı ticaret ilişkilerini yönettikleri düşünülünce mümkün görülmektedir. 14. yüzyıl başında Tibet’in Çin’e komşu olan bu bölgesinden geçen İslâm seyyahı İbn Batuta’nın seyahatnamesinde bura halkının Türklere benzediğini özellikle belirtmesi de bu teoriyi  destekler bir mahiyet arz etmektedir. Herhalde bu aşı usulü 1055’te Kafkaslara kadar yayılan Selçuklularla Ön Asya’ya gelmiş olsa gerektir.

Türkiye’deki “inokulasyon” şeklindeki çiçek aşısının ilk bilimsel  tarifini yazan Emanuel Timonius’dur [Latin (Levanten) asıllı bir Osmanlı hekimi olup Sultan IV.Murat’ın (1611-1640) saray hekimi Vincent Timoni’nin torunu olduğu ortaya çıkmıştır]. Latin asıllı Osmanlı hekimi Emanuel Timonius, “Türkiye’deki çiçek aşısı” üzerine 1713’te Latince yayınladığı makalede, bu aşının Çin’de, Çerkezlerde, Gürcülerde ve diğer Asyalı kavimlerde uygulandığı, Kafkaslar üzerinden yaklaşık 40 yıl önce, 1673-74 yıllarında İstanbul’da yayılmaya başladığını ileri sürmektedir.

Oysa, Anadolu ve Trakya’da Türk Usulü Çiçek Aşısının Timonius’un verdiği tarihten çok önce uygulandığı Rıfat Osman, Feridun Nafiz Uzluk ve Süheyl Ünver’in yayınlarında belirtilmiştir. Feridun Nafiz Uzluk 7.11.1697 tarihli İstanbul’daki bir mezar taşında “Aşılamacızade Hekim Ali Çelebi” ibaresini tespit etmiştir. Bu zatın 65 yıl yaşadığı kabul edilirse, daha önce çiçek aşısı yapan babasının 1632’lerde bu işi yaptığı ortaya çıkar. Rıfat Osman da 1632 tarihli Aşıcı bir kadına ait Edirne kadısına yazılan bir hükümden bahsetmektedir. 1846 da Mektebi Tıbbiye-i Adliye-i Şahane matbaasından basılan “Menafi ül-etfal” isimli eserde 1679 yılında Anadolu’dan çiçek aşısını yapmasını bilen bir adamın İstanbul’da 5-6 çocuğu aşıladığı ve bunu Lady Montague’nün işitip görerek İngiltere’ye yazdığı belirtilmektedir.

1711 ve 1712’de Osmanlı imparatorluğunu ve Kafkasya’daki Çerkezleri ve onlardaki Çiçek Aşısı usulünü gören Fransız seyyahı Aubry de la Motraye, bunu 1712 Mayısında Emanuel Timonius’a İstanbul’da anlatmış, Timonius ta bu husustaki görüşlerini Latince olarak yazıp Aubry de la Motraye’a vermiştir. Bu, 1713’te Latince kaleme alınan makale Türkiye’deki Çiçek Aşısı Usulü hakkındaki ilk bilimsel yazı olup sonra, Motraye’in seyahatnamesinin 2. cildinin son kısmına ekli olarak 1727’de yayınlanmıştır.

Rus Çarına yenildikten sonra Türklere sığınan ve Edirne’deki Demirtaş köşkünde kalan İsveç kralı XII. Karl’ın (Demirbaş Şarl) yanındaki saray hekimi Samuel Kragge vasıtasıyla Timonius’tan 100 altın karşılığında elde edilen ve 1717’de Academiae Caesareo-Leopoldinae Carolinae’nin dergisi Ephemerides’te yayınlanan Türkiye’deki Çiçek Aşısı hakkındaki risale aynı risale olsa gerek. Timonius’un bu Latince makalesini, XII. Karl’ın diğer saray cerrahı Melchior Neumann, Almanca’ya kendi el yazısı ile tercüme etmiştir, halen yedi sayfa halinde İsveç’te Uppsala Üniversite Kütüphanesinde bulunmaktadır.

İngiltere’de Emanuel Timonius ve Lady Montague aracılığıyla Londra’da aktüel bir konu haline getirilen Türk Usulü Çiçek Aşısı, hekimlerce ölüme mahkum olanlar üzerinde denenmiş ve olumlu sonuç alınmıştır. 1745’te Johann Jacob Schützen yayınevinde yayınlanan, Prusya Saray Eczacısı ve Bilimler Akademisi üyesi Dr.Neumann’ın Timonius’tan yaptığı Almanca tercüme, Türk Usulü Çiçek Aşısı hakkındaki Londra’daki tıbbî deneylerin Almanya’da ne kadar yakından takip edildiğini kanıtlaması bakımından da çok ilginçtir. Mahkumlar üzerinde yapılan bu denemenin olumlu sonucu olarak İngiliz Kraliyet ailesinin de Türk Usulü Çiçek Aşısıyla aşılanması, muhakkak ki bu aşının hemen İngiltere’den Rusya’ya, İsveç’ten İtalya ve Fransa’ya kadar yayılmasını ve 1796’da Edward Jenner tarafından “vaccination”  şeklinde inekten alınarak insana aşılama usulünün bulunmasına yol açmıştır. Jenner’in bu yeni “vaccination”  usulünü uygulayana kadar, Türk Usulü Çiçek Aşısını, yani  “inoculation” yaptığını  belirtmek gerekir.

17.Yüzyıl sonunda Peru’dan Avrupa’ya gelen “kına kına” kabuğunun sıtma ve ateşli hastalıkların tedavisinde olumlu sonuç vermesinin o zamana kadar hâkim olan humoral patolojiyi ve iatrokimya (iatroşimi) ile ilgili görüşleri sarsmasından sonra 18. yüzyılda Türk Usulü Çiçek Aşısının Avrupa’da yayılması ve Edward Jenner’in “vaccination”u keşfi, tıpta tamamen yeni ufuklar açmış ve ilerde diğer aşı ve serumların keşfi için zemin
hazırlamıştır.

 

KAYNAKLAR

  • Terzioğlu A. Türk Usulü Çiçek Aşısının Orijini ve Avrupa’ya Yayılması. Türk Dünyası Tarih Kültür Dergisi Kasım 2016; Sayı:239, s.14-19.
  • Cartwright FF, Biddiss MD. Disease and History. New York, NY, Dorset Press, 1991, pp. 29-53, 113-166.